bir yerlerde öylesine denk gelip dinlediğim, duygusal olarak çok da "invested" olmadığım grupların gösterilerine bilet almak ve bunlardan bazılarını canlı izleyerek çok sevmek son birkaç yıldır hayatıma giren bir alışkanlık. tabii biraz da coğrafi değişiklik sayesinde yeni yeni elde ettiğim bir lüks.
müzikle ilgili konuşulacak, yazılacak çok fazla şey var. çünkü darmadağın bir şekilde evrilen hayatlarımızın kaosunu anlamama en çok yardımcı olan şey arka planda o kaosu takip eden müziği dinlemek. ayrıca kendimi çok bilge hissettiğim anlardan birinde icat ettiğim aşırı kitschy aforizmayı hatırlamak gerekirse "müzik elimizdeki en iyi zaman makinesi".
bugün the jesus and mary chain konserinden dönerken seneler önce gittiğimiz konserleri hatırlamaya çalıştık, bazılarının hafızamızda silikleştiğini fark ederek. o yüzden birazdan burada bir liste yapacak ve aklıma geldikçe güncelleyeceğim. aşağıdaki bağlantı ise bana bir şeyler hissettirmeyi başarabilmiş nadir generation Z gruplarından birine gidiyor. I thought I told you, I can't stand anyone at all.
No comments:
Post a Comment